
.Sabah 6'da yatmanın vermiş olduğu aptallıkla başladım güne,gözlerimi açmaya çalıştıkça göz kapaklarımın benimle vermiş olduğu mücadele görülmeye değerdi..Ayşe Armandı uykusuzluğumun sebebi, sabaha kadar arşivdeki yazılarını okudum ve son yazısını..Evlilik ve seks ya da ilişkilerdeki cinsel bozukluklar herneyse..İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doğan Şahin'le yapılan bi röportajdı bu..Bir insan daha da önemlisi bir erkek nasıl oluyorda bu kadar iyi analiz edebiliyordu kadın-erkek ilişkilerini gerçekten sasırtıcı..Aslında bütün röportaj baştan sona okunası ama ben en can alıcı buldugum kısmını paylaşmak istiyorum.
A.A İçinde bulunduğumuz çağ, sanki bir tek kişiyle birlikte olmuşsak, çok şey kaçırıyormuş gibi bir şey yüklüyor insana...
D.Ş Son yıllarda insanlar, hayatı şöyle algılar oldu: “Dünyaya geliyoruz, çeşitli nimetler var, bana düşen de bu imetlerden ne kadar çok faydalanabiliyorsam, o kadar çok faydalanmak!” Bunun adı, açgözlülük. Ve açgözlülük, iyi bir şey değil. Hastalarımın bir kısmı, kendi hayatlarını başkalarıyla kıyaslıyorlar. “O nereye gitti? Ben nereye gittim?” Kim daha muhteşem bir yer bulmuş, keşfetmiş çok önemli onlar için. Oraya gidip keyif aldıklarından, coşku duyduklarından değil. Hayat şu olmuş durumda: “Daha güzel bir yere gitmek, daha kaliteli bir şey yaşamak için çırpınmak...” Sanki, önemli olan, hayatta kaldığı süre içerisinde mümkün olduğu kadar kaliteli şeyler tüketmek. İşte bu, cinselliğe de yansıyor. Yani daha kaliteli, daha güzel, daha genç kadınlarla, adamlarla birlikte olmak. Ne kadar çok, o kadar iyi. Ve bu, bazı insanların kendilerine duyduğu saygınlığı arttırıyor. Tabii kendinize duyduğunuz saygı böyle artıyorsa, bir problem var demektir. Çağımız insanın yaşadığı önemli sorunlardan biri bu.
A.A Başka ne tür ne problemler yaşıyor çağımız insanı?
D.Ş Sevgi duyduğu nesne ile, cinsel arzu duyduğu nesneyi birbirinden ayırıyor. “Sevilecek kadın, yatılacak kadın”, “Sevilecek adam- yatılacak adam.” Bu ikisini birleştiremiyorlar. O zaman ne oluyor? Evlendiği kadın ya da adam daha çok şefkat ve güven duyduğu insan oluyor. Ondan ayrılmak istemiyor ama ona şehvet de duymuyor. Bir sürü evlilikte problem şu: Evde, cinsel ilişki yok. Adam, dışarıda geçici ya da paralı ilişkiler kuruyor. Sonra hiçbir şey olmamış gibi, evine, karısına geliyor. Yani “anne”sine! Yemeğini yapsın, ona iyi baksın, şefkat göstersin diye...
Sen,ben,ya da o..Kısacası hepimiz elimizdekinin değerini bilmioruz ,hep daha fazlasını, daha güzelini,daha yakışıklısını,daha güçlüsünü istiyoruz ve hayat boyu farkında olmadan bunun çabasını veriyoruz böylelikle daha iyisi bulunduğu zaman birde bakmışız ki en tapılası en özenilesi ilişkiler bile bitmiş,gözler başkasının yatağında açılmış..Bizi bu kadar doyumsuzluğa taşıyan yasamak zorunda oldugumuz koşullar mı yoksa içinde bulunduğumuz psikolojimidir bilinmez ama bu kısır döngü devam ettikçe sonu gelmeyen mutsuzluklar bırakmıcaktır peşimizi eminim.Ama sen sen ol bana anne gözüyle bakma canını yakabilirim =)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder