29 Aralık 2008 Pazartesi

işte geldim burdayım:)

Uzunca bi tatilden sonra işte yine burdayım!! Önce Rize, sonra Kuşadası derken en sonunda kendimi İzmirde buldum bi ara iş arayan ben bulamayınca tatile verdim kendimi:) eh hani fenada olmadı...
İnsanın gözlerini dünyaya acar acmaz yanında olan arkadasını tekrardan bulması ve sanki araya onca sene girmemiş gibi herseyini paylasması,sonsuz sekilde güvenebilicegini anlaması inanılmaz bir duygu.. Bana babamı tek hatrlatan hatice ve onun anılarıydı bütün ta
tilimi dinlemekten asla sıkılmıcagım anılarla gecirdim o günlere geri dönemedim belki ama azda olsa içimi rahatlattım..Doğdugum caddelerde gezmek, denizin eşsiz görüntüsüne kapılmak ve asla dönmek istememek.. En az İzmir kadar Foça'da beni benden aldı..O balıkcı teknelerinin arasında kaybolmak,salaş ama bi o kadarda mükemmel balıkcılarda rakı- balık yapmak bu güne kadarki en güzel tecrübelermdi:)


Ankarada, günlerdir lapa lapa kar yağan bu sehirde evimde oturmus kucagımda laptopmla blogumu yazmaya calsırken 1 hafta önce bulundugum sehri özledigimi farkediyorum..Belkide özlediğim ordaki huzur ya da insanların samimiyetiydi bilinmez...
Doya doya bi tatildi yani yasadıgım kıskanılası ve tekrarlanası:))

27 Kasım 2008 Perşembe

kadının hası**


Kadının hası yumuşak başlı olmaz, ama ağırbaşlı ve sıcak olur. Ağırbaşlılıktan kastım, sıkıcılık değil elbet. Şımarıklığın da hakkını verir.

Ağırbaşlı tebessümleri olur bir de. Kadın yüzü dediğin mahkeme duvarına
benzemeyecek. Bu tebessümler sevgidir. Yumuşacık bir sevgi olur kadın yüreğinde. Kim olursa olsun, ne yaşamış olursa olsun.

Erkeğini dizine yatırıp saçlarını okşamayı bilir gerçek bir kadın.
Kadının hası nerede, nasıl davranacağını bilir.
İnsanların içinde kapris yapmaz, hır çıkarmaz; ama gerçek bir Osmanlı kadını gibi, adabıyla, raconuyla istediğini alır.
Dırdır etmez. Çok konuşup, baskı yapıp erkeği bezdirmez. Yüz göz olmaz kadının hası. Bazen öyle bir bakar ki, hele bir de bazen öyle bir susar ki, bin tümceye bedeldir bu bakmalarla susmalar. Bu kadın üzülmeyi de bilir, ağlamayı da, kızmayı da. Ama üzmemek lazım, ayrıca kızdırmaya da gelmez.

Gerçek bir kadın ezik durmaz. Kambur yürümez, dimdik durur. Kendine saygısı, güveni vardır. Erkeğine can yoldaşı olur,destek olur, onu dinlemeyi bilir.

Bazen utangaç olur, bazen ürkek. Soğuktan ya da yalnızlıktan korkabilir kadın. Aptal olmaz gerçek bir kadın. Bön bön bakmaz adamların suratına. Hülyalı bakışları da olsa, zihni uyanık olur.

Hüznü, gökten deli deli yağan yağmur gibi olur, saçlarından akar. Neşesi ise öyle renkli, öyle dağınık; saçları savrulur. Kahkahaları vardır bu kadının, çın çın eder odaların duvarlarında.

Sesi güzel olur kadının, biraz buğulu...arada bir pencereye yaslar başını, sokağa dalıp gider, bir şarkı söyler. Olgunluğuyla şaşırtır erkeği. Bazen de öyle çocuk olur, öyle sağlam saçmalar ki, yine, yine şaşırtır onu.

Sıkmaz kadın, bunaltmaz, yaşa yaşa bitmez. Huzur verir varlığıyla.
İçmesini de bilir kadının hası. Bazı akşamlar anason kokulu tüter sofrasının sıcağı. İçli bir türkü dinler bazen, üşür, sırtına hırkasını alır.
Konuşurken insanın yüzüne bakar kadın,kibirli olmaz.

Kültürsüz olmaz. Bomboş olmaz kafası. Dünyanın, ülkenin olaylarını bilir, anlar, söyleyecek sözü vardır. kişiliklidir.
Beceriklidir.
Tırnağı kırılınca üzülür, üzülür işte, profesör de olsa, sultan da olsa,boksör de olsa üzülür.

Gerçek bir kadın hiçbir zaman reklam panolarındaki kızlara benzemez. Etini teşhir etmez. Fosforlu bir taş gibiliği yoktur onun, loş bir cazibesi vardır. Albenisi metrelerce öteden çarpar adamı. Ne kadar örtüneceğini, ne kadar açılacağını, yerine ve zamanına göre bilir. Gerçek bir kadın Paris podyumlarında yürüyen, 17. yüzyılın vebalı kadınları gibi mankenlere benzemez.

Uzun saçları vardır kadının. Yumuşak olur, güzel kokar. Kadının hası saçlarını ne zaman toplayacağını, ne zaman salacağını bilir. Kadına yaraşmaz soğukluk.
Gerçek bir kadın göbek atmayı, gerdan kırmayı, iyi becerir; ama öyle her yerde masaların üstüne çıkıp oynamaz. Havasında oldu mu, bir oynadı mı, herkes onu izler.

Kadın korunmayı sever, ama korunmaya muhtaç olmaz. Erkekler korumayı severler, ama yine de güçsüz, zavallı kadınlardan hoşlanmazlar.Güçlü kadından ise çekinirler, ona yanaşamazlar. Kadının hası bu dengeyi
kurmayı bilir; gücünü erkeğin gözüne gözüne sokmaz.

Has kadına naz da yakışır, kapris de. Öyle tatlı, öyle kıvamlı naz eder ki, onun nazını erkek zevkle çeker.

Gerçek bir kadın şiir gibi olur, mey gibi olur, ömür gibi olur ..


Can Dündar

23 Kasım 2008 Pazar


yine yanlıs düşüncelerdeyim,yine yanlıs yollardayım..beynim baska yerlerde kaldı kalbim baska yerlerde..ne dogru ne yanlıs bilemedim yine..uzun uzun konustum dün kendimle,cevaplarını bulamadgım o kdr cok soru işareti var ki içimde belkide asla bulamıcagım?! kime derdimi anlatsam kimle konussam ... bnm için dogru olanın kararını kimle birlikte alsam..
inanılmaz bi fırtına vardı dün gece , karsı sitenin ve byk bi bölümün elektrkleri yoktu dolayısıyla markete tabanway gtmek zorunda kaldık.. öle bi fırtına vardı ki , rüzgara karsı yürümekten kas yaptı bacaklarım:D yasamaya alıskın oldugum gecelerden biriydi yine, kahkalar atıldı, eglenildi , dedikodu yapıldı...

21 Kasım 2008 Cuma

ben böleyim**


olsa olsa duygusuzluktur 20 gün yazmamanın sebebi..oysa ben öle deişik duygular yasadım ki onları yazıcak anlatıcak kelimeleri bulamam die korktum acıkcası..eskilerin yakamı bırakmamasındanmıdır nedir bilinmez deyimi yerindeyse iki yakam bir araya gelmio son zamanlarda...tam tamam bu sefer oldu derken bi yenisi eklenio her defasında .. bi cogunun sebebi ben olmama ragmen üzülmemek elinde olmuo insanın..
ama ben buyum yalan seni seviyorum demem,yalandan sevmem,ya da yalandan özlemem..özenirim ilişkilermde gereginden fazla deger veririm bzn, bazende fazla fedakarlık yaparım ama sevdiririm kendimi,sevmeyi ögretirim karsımdakine,severim ama sevilirimde..bnm özlediklermde en az bnm kadar özeldir,
özlemeyi öğrenmişlerdir benle ya da bna kendilerini özletmeyi..bu yüzden zor olur ayrılıklarım,kopamamalarım ..her askın farklı bi yeri vardır bende,her anının değeri farklıdır.. kal diyemem gidenin ardından,sonrasında özlicegimi bilsem bile..ağlayamam insanların içinde , karanlık kimi zaman dagınık odamda unutmaya calısırm asklarımı, ihanetlerimi..kendi kendime iyileştiririm yaralarımı kırıklarımı,somurtmam surat asmam kimseye maskem her zaman takılıdır yüzümde,içim kan aglasada ben gülerim yine..hatalarımda olur mutlaka yaparken mutlu hissettigim ama ardından pişmanlık duydugum,kimi zamanda telafi edemediğim.. İişte ben böleyim.. kimine göre doğruyum kimine göre yanlışım,kimi sever beni,kimi nefret eder ama bn böleyim,gercekten hisseder ve gercekten yasarım kimsenin cebindeki bozukluk sevişmelerden olmam ,sölediklermden dönmem, yarı yolda bırakmam,unutmam....

,,, ,

7 Kasım 2008 Cuma



Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

O’nu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan O’ysa... her filmin kahramanı O... her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken "keşke O anlatsa" diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve "içeri"de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız...
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız "Geri dön" diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün sizin gününüz!..
"Çok yaşa"yın ve de "siz de görün"üz.

5 Kasım 2008 Çarşamba

Beni dostlarımdan Tanrı'm korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum*



brz sarabın,brzda askın vermiş oldgu sarhoslukla btrdim dün gecemi..aksam yemegi için oldukca gec bi saatte makarnalar yenildi,saraplar içildi..Sarı saç kabusum dün gece bitti sonunda..uzun zamandr içmedgmden olsa gerek ilk kadehte azda olsa gtti kafam..içki içmeyi seviyorum ben,sanırım gençliğimde içki yerine içtiğim kolaların acısını cıkarıyorum son zamanlarda..bide sigaram var tabi vazgecemedigim... içkim sigaram ve sen..

3 Kasım 2008 Pazartesi


ireminde sürekli dedigi gbi aysenin hayatı hep bi yogun hep urastıgı üstesnden gelmeye calıstıgı seyler var kimbilir belki kendi yarattıgı belki baskalarının yarattıgı seyler...Kötü gecirdigim dün gecenin ardından okula gittim bgn bahaneyle kafam dagılır brz kendime gelirm die sanki giderken kafamıda yanımda götürmüomuscasına..biraz muhabbet biraz laf ii geldi gelmesine ama yanlız kalınca yine kendimle yüzlestim bahcede. ben ve yaptıklarım ya da yapamadıklarım!? ya bna bgne kadar yasatılanlardı yanlıs yapma sebeplerim ya da bn baslı basına yanlıstım.. ögrendiklerim,gördüklerim,yasadıklarım....
hata yapa yapa dogruları bulucaz derken,hatalarımızn sayısımı kapattı dogrularımızı? ya da dogru zannettiğimiz seylermiydi hatalarımız? Belkide sıfırdan baslanmalıydı herseye bombos bi sayfa acılmalı,dogrular bulunmalı,kaybetmemek için mücadele edilmeliydi,kimi zaman tek basına kimi zaman yardımınla..

2 Kasım 2008 Pazar


Kadın Olmak!...


Bir kadın çocuktur aslında… Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister.Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak sevmeli erkek kadını… Ama hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz; ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz..


Bir kadın güçlüdür aslında...

Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.


Bir kadın sevgidir aslında...

İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever; ama, tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer alamazsınız. Her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette Bunun tek nedeni ise engelleyemedikleri ”acımak" duygusudur.


Bir kadın yalnızdır aslında...

Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız, onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.


Bir kadın çılgındır aslında...

Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Üreticiliğinin sınırı yoktur ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz üreticiliğini. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz!

............bir kadını ağlatırken çok dikkat edin..!!!

....... çünkü Allah gözyaşlarını sayar.....!!!!

kadın;erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından yaratılmadı..!!!

öyle olsaydı ezilirdi......!!! üstün olsun diye başından da yaratılmadı......!!

AMA GÖĞSÜNDEN YARATILDI......

Eşit olsun diye......

kolun biraz altında...

Korunsun diye...!!!

KALP HİZASINDA SEVİLSİN DİYE!!!


Can DÜNDAR

1 Kasım 2008 Cumartesi

aşk yanıbasımda**


biraz kırıklıklar brz tartsmalarla baslamıs olsada güzel bi gündü aslında..gerci evin içinde zeynep gbi bi faktör olunca kötü olması imkansız gbi bişi onun o suratını görmek yetio bana:) parkla basladı günüm sora tunalıya indik iremle bikac magaza tek tük bişeler almaktı derken cafe des cafese gttik herzmnki gbi:) dudaklarımda parfümeride sürdügüm dudak dolgunlastırıcı rujun verdigi acıyla birlikte.. biz kadınlar ne cok seviyoruz dedikodu yapmayı normal konusmalarımz bile dedikodu halini almıs artık ama farkında deiliz:D neyse cokta zararlı bişe olmasa gerek:p brz üsüyerek brz kahkaha atarak brz dedikodu yaparak noktaladık cafe des cafes günümüzü..Eve gelincede pek kayda deger bişe olmadı klasik bzm evin halleri kıvamında hersey bi deişiklik sart artık bakalımm..



* ask yakar,insanın canını acıtır , bi anda herseyini kaybettirir derler...yasadıgın güzel günlerini , anılarını , paylastıklarını ardında bıraktıgı kalp kırıklarıyla unutturur ..Kimi zaman kahkahalarla güldürüp kimi zaman hıckırıklara bogar ama sonu yoktur derler..Bizi korkutup kacırırlar hep asktan,temkinli olmamızı,önlem almamızı,herseyin ilk günlerde ucusan kelebekler gbi olmıcagını üstüne bastıra bastıra tekrar ederler iice soguturlar asktan .. Bizi böle büyütürler hep..*




29 Ekim 2008 Çarşamba

eskidendi, cok eskiden...


Çocukluğuma gittim bgn aniden hayvanat bahcesinin kapısından girerken.. İlkokul ya da ortaokul zamanlarımda her sömestr tatilinde Ankaraya gelirdik annemle ve her gelişimzde öncelik anıtkabir olmak üzere,hayvanat bahcesinede giderdik.Zeynep ' in elinden tutup gezerken ben annemdim Zeynepte ben nasıda cabuk gecmişti zaman.. Sora gercek yasıma gercek hayatıma döndüm belkide hep o yasta o umursamazlıkta kalmalıydım kimbilir..Bikez daha cocukları sevdigimin farkına vardım bendede olmalıydı bi tane kesinlikle..Agzından cıkan her kelime yüzümü güldürmeye yeter ya da herseyi bnden cok daha iyi bilmesi , şimdi bile böleyse merak ediyorum bizim cocuklarımızı dogar dogmaz konusmaya baslarlar sanırım:D
Panoraya gittik sonrasında uzun zaman olmustu sinemaya gitmeyeli ama öle cokta sinema meraklısı deilimdir hani bende.. Saw V izledik yani izlediler cnkü ben 2.yarıdan sonra iptal olup uyumusm ama orda uyudugum uykuyu gece yatagımda bile uyumadıgımı söleyebilirm..
ve işte yine aynı yerdeyim sırtımı yastıgıma yaslamıs dudaklarımın arasında sigaram , aklımda düşünceler , önümdede bilgisayar...
*Ömrümün daha kac günü ble geçicek cok merak ediyorum?!*

hadi sıra sendee**


**bi gereksiz özentilikler sezmeye basladım , ingilizce bilmedigi halde ingilizce cümlelerle karsı tarafa msj vermeye calısmalar fln gülsem mi , utansam mı bilemedim ... Laf yetiştrmek yerine kendini geliştirmeli insan..İlla ki evde oturucaksa bi kitap okunmalı, bi film izlenmeli , gazate okuyup bişiler ögrenmeli , etrafa cemkirmeyi degil.. Ya ben yanlışım , yanlış öğrendim herseyi , ya da sizler.. Ucuz olmayın artık , pencereyi açıp gerçek hayatla yüzleşmenin vakti geldi geciyo hadi biraz cesaret..!!

22 Ekim 2008 Çarşamba

yine yeni yeniden*


cok sevdigim okuluma gittim uzuuuun aradan sonra hiç özlememişim ama oonu farkettim yine özledigim tek sey iremle oturp millet hakkında abuk sabuk yorumlar yapıp amacsızca gülmekmiş meger..O kdr cok derse girdi ki irem onu beklemekten sıkıldım:DD
yedigim kazıkları anlattım teker tekeeer sırayla anlattıkca gözlerindeki büyüme arttıda arttı ..bi süre sonra saskınlıgımız gecer nede olsa ikimizde kazık yemeye alıskın insanlarız .. okuldan sora azcık karum merdivenleri yaptıkk daimi mekanımız nede olsa ücretsiz etrafı kesme potansiyeli var ordaa:)
her insan gbi bizde isterdik saat 20:00 oldumu aksam yemegimizi yiyip arkasından uzanıp tv fln izlemeyi ama yaştan olsa gerek ki hiç bu kdr duragan gecmio hayatımız..gecenin bi yarısında yedigmiz yemek ve içtigimiz sarapla yeniden dogduk sanki gerci sonrasında yapılanlar ve suratlardaki ifade oldukca sasırtıcı bi o kadarda komikti kimi zaman umutsuzluklara kapılsakta böle günlern ardından anlısılıo ki hayat gercekten yasamaya deger..:)



19 Ekim 2008 Pazar

kaybettim bugün kendimi hükümsüzdür*


hergün yeni birsey ögreniyor insan,baslayan hergün yeni bi ihanetin yeni bir sahteliğin habercisi.. ve ögrenilen her doğru,gecmişinde yasadıklarının yalan oldgunun esaslı bi kanıtı.. yasanılanların,gecirilen günlerin hepsinin bos oldgunun yüzleşmesi.. kime neye ya da hangisine inanmak gerektiginin içinde yarattıgı karmasıklık ve bugüne kadar yanındaymıs gibi görünenlerin bi anda kaybolması..herkesi kendin gbi görmenin , kendinmiş gbi düşünerek yaklasmanın , gereginden fazla güvenmenin ve yalan olabilicegini düşünmemenin sonuclarıyla başetmeye calısma..


** Sene 1994 ilkolkul ya da ortaokul(1999) zamanlarımızda arkadaslarımızdan ufak tefek zararsız darbeler gördgümüzde hemen ailelerimiz girerdi işin içine , okula gelinir müdürlerle konuşulur arkadaslara bidaha kızımla/oglumla görüşmiceksin diye öğütler verilir gerekirse velilerle bile görüşülürdü her nekadar hepimiz koyulan yasakları yıkıp devam etsekte arkadaslıklarımıza..
** Sene 2008 yas 21 yani artık kendi dogrularını belirlemenin kendi kararlarını verebilmenin , hayatta tek ve yanlız oldgunu , arkadaslıkların ailelerin sözüyle bitmicegi , içine yalanların, maddiyatın karıstırılmayacagı , yasanılanların yapılan fedakarlıkların bir kalemde silinmeyecegini yaş..



Zaman ilerledikce insanın kendini geliştirmedigini görmesi kadar korkunc bir gercek yoktur sanırım hayatta.. Seneler gecer ve dönüp arkana baktıgında aynı yerdesindir, yaptıkların düşündüklerin ve hayattaki amacın hala aynıdır , adam olucam diye basladıgın hayatta bi adım bile atamamıssındır.. Eskiden sahip olamadıklarına birden sahip olmanın sende yarattıgı sarhosluktur belkide seni bu duruma sürükleyen, kendin olmanı engelleyen ,ya da ruhunu satmana sebep olan..Sadece eski esyalarımı satabilirim ben eski degersiz işe yaramıcak esyalarımı , senin gibi duygularımı, yasadıklarımı değil üzgünüm.......

23 Eylül 2008 Salı

things I loved before,are now for sale**



Çıldırmak üzereyim , kime saldırsam bilmiorum..Sana mı ona mı yoksa digerine mi?! Gereksiz bi sinir hali var üzerimde, bi stress...Hani herkesin her söledigi batar ya aynı öyle bir durum benimkiside..En sevdiklerimin bile kalbini kırabilirim..Belkide bu kız kafayımı yemiş sorusunu sormadan önce altında yatan sebeplere bi bakmak lazım....

Okula gittim bugün,kapıdan girerken sanki ilk defa o binaya adımımı atıyomus gbi hissettim ya da o abuk sabuk insanları ilk defa görücekmişim gbi.. Sora oturdukca dersler,gereksiz insanlar dısında orda oturup öylece aptal saptal seylerle dalga gectigim,insanlar hakkında yorum yaptıgım,umursamazca kahkahalar attıgım günleri özledigim farkına vardım belkide daha cok özlicektim kimbilir.. Arkadaslarımı gördüm daha sonra neden bıraktın sorularını hiç sıkılmadan her sorana izah ettim kendim bile bnm için en iyisinin bu olduguna inanmıştım artık..Kaybedilen seylern degerinin kaybettikten sora anlasıldgının bikez daha farkına vardım bugün,geçmişe özlem deildi bu yapılan aptallıktı sadece..Bide herseyi herkese sölemenin hayattaki en büyük yanlıslardan biri oldugunun..Yavas yavasta olsa bazı seyleri anlamak,insanları tanımak,hatalardan ders almak güzel..


* Bugünün en güzel haberi annemden geldi yine ne varsa onda var sanırım:) bayram tatili için Yunanistan yolları gözüktü bize insallah tabi , Amerikadan,İngiltereden yada bicok sehirden daha fazla görmek istedigim bi yerdi tam bna göre istedigin kadar geç denizin karsısında otur bütün sıkıntılardan uzak ve yak bi sigara keyfini cıkar:))*


21 Eylül 2008 Pazar

dokunma yaralarıma*


Lise yıllarımda ya da daha öncesnde dısarı cıkamadıgm tek gün olmasından mı yoksa bütün ailenin evde oturmasından mı kaynaklı bilmiorum ama pazar günlerini oldum olası sevmemişimdir,üstüne bide ankaranın cekilmez kapalı havası eklenince sanırım bna hak vermemek imkansız..Tek sevdigim yanı balkonda sabah kahvaltısı etmek olablir arkasındanda güzeL bi türk kahvesi belki brzda kahve falı..Dün film partisi vardı bizm evde ilk izledigmz film Adam Sandlern basrolünü oynadgı "You don't mess with the Zohan" dı..Ne yalan söliim iyi güldük film sayesinde, ama filmden cok filmde oynayan esmer hatunu (Emmanuelle Chriqui) izledm diyebilirm böle bi güzellige sahip olmak oldukca zor olsa gerek.. Tabi cekirdeksiz film izlemek olmaz :)


**bu kadar güzel olmasının sebebi dogallıgından mı yoksa bazılarının doğustan sanslı olmasından mı kaynaklanıo bilemiorum ama o fiziğe sahip olmak olsa olsa sansndan olabilir ayy kıskanmısmıym ne:DD**

19 Eylül 2008 Cuma

bir gün daha eksildi ömrümüzden*


fazla sürmedi mutsuzlugum, karamsarlıım ya da fazla sürmesine izin vermedim diyelim.. :)) Hayat gülünce güzel diye bi laf vardır ya hani brz türk filmlerini,birazda büyüklerimizi cagrıstıran sanırım bugünlerde katıldgım tek konu bu.. Bide insan etrafındakilerden gereken destegi alınca gülmemesi için pek bi nedende kalmıo zaten.. Dün akşam yine toplanıp bahçeliye gittik orayı hala sevmesemde arada gtmenin pek bi sakıncası yok gbi..Mac olması yüzünden heryer pek bi kalabalıktı temiz havaya hasret oturduk muhabbet ettik brz, sorada evlere dağıldık..sabahta uykumun en güzel yernde ersenin sesi ve apar topar gtmemiz:) bu arada hala bi gayret iş aramam azmin elinden die bosa dememişler .. Günün sonuna dogru inanılmaz elit herkesin alınmadgı sadece bize özel olan cafemize(!) gittik bi cola-sigara brzda donma faslından sora yne herkes yolunaa..


** seni özledimm cok özledimm**

17 Eylül 2008 Çarşamba

daha zamanın var..


ben düşünmekten yoruldum
benim yerimede düşünürmüsn
bnm yerime ilgilenrmisin insanlarla
yalanla , ihanetle ,yalnızlıkla..
geceleri birden bire bastıran,
saganak yagıslı korkuları alırmısn yamacımdan
gündüz gözüyle sevemiorum kimseyi
yüregimdeki bu düğümü cözebilirmisn?
giderek yaklasıyor ve cogalıyor sorular
bir cümlenin içinde virgül olmayı beklerken,
nedendir bu noktaların kelimelerime yaptgı tecavüz
beni bu saldırılara karsı koruyabilirmisn
korktugumn farkındayım bu yüzden konusmuyorum
küçük bir cocgun hiç bilmedigi bi sehirde kayboluşunu
ve bir kösede kıvrılarak sessizce aglaysını yasıyorum sanki..
gözyaslarımın asil oldugunu bilmeyen,
insanların arasında ağlamaya calısıyorum
bu cabamda sonsuz kalacak biliyorum
beni bnm yerimede bagıslar mısın?
oysa garipliğimi sudan sebeperle süslemeyin dedim
seveceksenz yıpratmadan,acıtmadan ve oksayarak sevin dedim
ellerim küçüklüğü cocuklugumdan kalma
saclarımın dagınıklıgı rüzgardan
beni rüküş oyunlarınızn içine almayın oynamam dedim
cok sonraları farkettim kendi kendme konustugumu..
kollarımı gökyüzüne kaldırıp sarkılar söleyecegim belkide
sarkılarım yagmura
olurda bana birsey olursa sarkılarmı sahiplenebilirmisin
kırgınım cok yorgunum...
kaybedilenlerin geride bıraktıkları izleri sayarken
üzerime giydirilmiş olabilir suskunluklar
yoksa bnde bilirdim,güneşin izniyle aldgım gülüşleri
her daim dudaklara yapıştırmayı..
yaşam kadar vazgectim hayattan,sevdadan ve ayrılıklardan
ve artık bende korkuyorum herkes gibi senin gibi sevmekten
canımı acıtmadan,üzerimden alabilirimisn bu korkuları
kırgınlıklarımı kazıyarak,beni aşkla barıştırabilirmisn...

oyunun en güzel yerinde zil calınca üzülürdük ya, öyleyim...


hiç bi zmn bu kadar yazma ihtiyacı hissetmemiştim belkide,belkide hiçbizmn bu kdr dolu deildi içim yada bölesine üst üste gelmemişti hersey... Cok güzel bi yaz gecirmemmin mi,hayatımda güzel seylere sahip olmamım mı,yoksa 3 ay boyunca hiçbişi düşünmemenin mi acısıydı benden cıkanlar,yada gecmişte alınan ahlarmıydı karsıma dizilenler?? Mutlulugumu geri verin bana,umursamazca attıgım kahkaları,hayallerimi geri verin..Her kaldırdıgım taşın altında hayalkırıklıgı görmekten,yada o hayalkırıklarını kendi ellermle yarattgım gercegiyle karsılasmaktan yoruldum..ben mi beceremiorum yoksa hayat mı ? Sahte yüzler,sahte sevgiler , sahte duygular istemiorum , ne kadar acımasız olursa olsun canımı ne kadar yakıcak olursa olsun gerceğimi arıorum onu istiorum ben... Bikez daha kırıp,bikez daha inciteceksenz sevmeyin beni , her düştügümde toparlanmaktan ve her toparlandımda yeniden düşmekten bıktım hayır isyan etmiorum..söledim size camdan yapılmayım kırıldım bir kere zor biraraya getrdm parcalarımı,tahtaların aralarına giren küçük kırıkları,gözyasımla ıslattıgm parmak uclarımla topladım,halının tüylerine dek fırlayan camları ararken yüzümün düşlerle dokunmuş desenleriyle bakıstım,anıların üzerine basmadan,kanatmadan kendimi,yarım yansımalarımla yüzleşmeden iri cam parcalarında;kendni biraraya getirmek, yapıstırmak kırıkları yerine sandıgınız kadar kolay degil...

2 Temmuz 2008 Çarşamba

insanlar görünüşleriyle agırlanır,kişilikleriyle ugurlanır**


efsane bi tatilden sonra yine bu sıkıcı sehirdeyim:( belki biz bile bu kadar güzel bi tatil gecirebilmeyi hayal etmemiştik..o uzun yol yasanılıcakların heyecanıyla nası cbk bitti biz bile farkına varamadık,son anda ya da bi anda ortaya cıkan bi tatildi,bu kdr kolay olucagını biz bile tahmin etmemiştik..O kadar cok güldük,o kadar cok eglendik ki her defasında bu neyin mükafatı die sormaktan alamadık kendimizi:=) eskilerden bi arkadasım vardı brz yeri farklı bi arkadastı belkide bunun vermiş oldugu bi özlemle onu aradım gider gitmez iikide aramasım bi anda hepimz kanka oluverdik:D orda oldguumuz süre içinde resmen marmariste zaman durdu:=)